“Dün geçti, yarın daha gelmedi, ânı yaşamalı!” diye sıralanmış kelimeler bütünü, çoğu zaman prim yapmak üzerine kurulmuştur.
Dünü; öyle kolay kolay, istisnalar haricinde, unutamazsınız. Dünü unutsanız bile, kişileri, duyguları ve olayları unutamazsınız. Herkesin dünü; farklı uzunluklardadır ve farklı yaşanmışlıklarla ve tecrübelerle doludur. Uhrevi bakış açısıyla “düne” gitti diyebilirsiniz lâkin dünyevi bakışla dün; “Öyle Kolaysa Git Başımdan!” denilebilecek bir mevzu mudur tartışılır.
Dün; ahiretin tarlasıdır çünkü. Tarlayı, ekip biçmenin zamanıdır. Mevsim mevsimdir. İlkbahar, yaz’ı; sonbahar, kış’ı vardır. Sevinç, mutluluk dolu olabileceği gibi; üzüntü, sıkıntı ve dert deryası da olabilir geçmiş. Bazen ”Bu da geçer ya Hû!” diyebileceğiniz gibi, bazen de “Bitse de gitsek!” diyerek canımız sıkılabilir.
Gelecek gelmedi diye de, onu hiç düşünmeyeceğiz anlamı da çıkarılmamalı elbette. Gelecek bir sermaye ve lütuftur. Ona iyi hazırlanmalıdır. İnsan plan yapmakla yükümlüdür. Plansızların da mutlaka en az bir planı vardır. Bu; hiçbir şeye inanmayanların da en az bir şeye inanıyor olmaları gibi bir gerçektir.
Ne zaman bu dünyadaki geçmişimize veda edeceğimizi bilemediğimiz için, mutlaka gerçekleşecek ve yaşanacak olan geleceğe hazırlıklı olmamız ve bunun için plan yapmamız gereklidir. Aslında bizim için, şu an uzak bile görünse de, asıl gelecek olan: “Ahirettir.”
Günlük, haftalık, aylık, yıllık ve bir ömürlük planlarımız olmalı ve hedeflerimizi doğruca ve gerçekçi olarak ortaya koymalı; taşları yerine zamanında ve sağlam şekilde oturtmalıyız. Dünyadaki itibar, makam ve şanımızın; ahiretteki mekânımızı garanti etmeyeceğini hayat düsturu olarak akılda tutmalıyız.
Gelelim Şimdi ’ye: Şu anda bu yazımı yazıyorum sizlere. Sizler bu yazıyı henüz okuyorken ve tefekkür ederken, benim için şu vakit, geçmiş zaman; sizin şimdiniz olacaktır.
Merak ettiğim konuysa şu: “Acaba gelecek de bir gün gelecek mi?”
Bitirirken salata severler için, bir tarif vermek istiyorum. Bu basit bir tarif: Birazcık dün, bolca şimdi, az biraz da yarından oluşan bir salataya ne dersiniz acaba?
Salata sevmeyenleriniz içinse: çorba olarak, dün; ana yemek olarak, şimdi; tatlı olarak da, biraz gelecek benden olsun.
Saygıyla, selam ve dua ile…
Not: Konu, Johannes Hepp’in “Homo Dijital, 21. Yüzyılda Bizi Zorlayan 21 Nevroz” isimli kitaptan esinlenilmiştir.
Satılmış Ümit Çetinkaya
8 Kasım 2024 – 21 Kasım 2024
Ağlı/Kastamonu
Ali Hca
Kalemine sağlık sayın hocam