Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden Dr. Öğretim üyesi Mukaddes Kılıç Bayraktar, araştırdıkları proje ile Siyez buğdayının işlenmesi sırasında atık olarak ortaya çıkan buğday kepeğinden yüksek katma değerli bir ürün elde ederek yeni fonksiyonel ürünler geliştirmek için çalıştıklarını söyledi.

Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden Dr. Öğretim üyesi Mukaddes Kılıç Bayraktar, “Siyez Buğdayı Arabinoksilanlarının Modern Buğday ile Karşılaştırılması ve Kalın Bağırsak Mikrobiyotası Üzerine Etkisi” başlıklı proje TÜBİTAK 2218 yurt içi doktora sonrası araştırma burs programı kapsamında destek almaya hak kazandı.
Proje, Türkiye’nin kadim tarım ürünlerinden biri olan Siyez buğdayının, modern buğday çeşitleri ile karşılaştırmalı olarak insan sağlığı üzerindeki etkilerini incelemeyi amaçlıyor. Özellikle, kalın bağırsak mikrobiyotasına olan etkilerinin değerlendirilmesi ile bağırsak sağlığının korunması ve iyileştirilmesine yönelik önemli bulgular elde edilmesi hedefleniyor. Siyez buğdayının besin bileşenleri ve özellikle arabinoksilan içerikleri üzerine yapılacak bu çalışma, fonksiyonel gıdaların önemini vurgularken, geleneksel besin kaynaklarının modern toplumlar için ne denli kıymetli olduğunu da ortaya koyacak.

TÜBİTAK tarafından desteklenen bu projede, bağırsak sağlığı ile ilgili önemli veriler elde edilerek, beslenme alanında yeni yaklaşımlar geliştirilmesi planlanıyor.
Karabük Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden Dr. Öğr. üyesi Mukaddes Kılıç Bayraktar, TÜBİTAK 2218 Yurt İçi Doktora Sonrası Araştırma Burs Programı kapsamında desteklenen projesi hakkında bilgi verdi. Bayraktar, projesinin ana başlığının “Siyez Buğdayı Arabinoksilanlarının Modern Buğday ile Karşılaştırılması ve Kalın Bağırsak Mikrobiyotası Üzerine Etkisi” olduğunu belirterek, tüketici taleplerinin son yıllarda daha doğal ve fonksiyonel gıdalara yöneldiğini vurguladı.
Siyez buğdayının, yüksek protein içeriği ve düşük glisemik indeksi gibi özellikleriyle sindirim sistemini düzenleyici etkiler sunan, modern buğdaya alternatif bir atalık tohum olduğunu ifade eden Dr. Öğr. üyesi Mukaddes Kılıç Bayraktar, “Siyez buğdayı, bilindiği gibi bir atalık tohumlardan bir tanesi. Yüksek protein içeriği, düşük glisemik indeksi, sindirim sisteminin düzenleme özellikleriyle aslında modern buğdaya bir alternatiftir siyez buğdayı. Ancak bilinenin aksine bilimsel araştırmalar yapılarak gerçekten insan sağlığına ne gibi olumlu ya da olumsuz etkileri var bunun araştırılması gerekmekte. Biz de yaptığımız çalışmalarda bu konuda bir eksiklik olduğunu fark ettik” dedi.

Projede, buğday kepeğinde bulunan arabinoksilanların kalın bağırsak mikrobiyotası üzerindeki etkilerinin araştırılacağını aktaran Bayraktar, “Arabinoksilan dediğimiz aslında buğday işleme sırasında oluşan buğday kepeği bu genellikle atık olarak değerlendirilmiyor ama atık olarak ortaya çıkan bir ürün. Ancak oldukça da kıymetli diyet lifi açısından ve bu diyet lifinin önemli bir kısmını da arabinoksilanlar oluşturmakta. Bunların tüketimi kalın bağırsak mikrobiyotatını nasıl etkiliyor aslında proje bunun üzerine olacak. Hem böyle bölgenizde yetiştirilen çok üzerine çalışılmamış hem de biz böyle atık kısmı da olan bunu nasıl faydalı bir hale getirebiliriz, katma değerli bir ürün haline getirerek fonksiyonel bir gıdaya dönüştürebilir miyiz? İnsan sağlığa açısından faydalı bir hale dönüştürebilir miyiz? Projenin amacı aslında bu” diye konuştu.

Bayraktar, “Atık olarak ortaya çıkan bu gıdadan biz yüksek katma değerli bir ürün elde edebilirsek yeni fonksiyonel ürünler geliştirmede bu ürünü kullanacağız. Siyez arabinoksilanlarını fonksiyonel ürün geliştirmede kullanacağız inşallah. Bu da bunu tükettikten sonra acaba ikinci beyin olarak adlandırılan bağırsak sağlığımızı nasıl etkiliyor? Buradaki hangi mikroorganizmaların gelişimini etkiliyor? Kalın bağırsak sağlığımızın üzerine etkilerini araştırmış olacağız” şeklinde konuştu. Son olarak, bu alandaki bilgi ve tecrübeyi Karabük Üniversitesine taşımayı planladığını belirten Bayraktar, “Bir yıllık çalışma sürecimizin ardından kendi laboratuvarımızı kurarak, üniversitemize katkı sağlamayı hedefliyoruz” dedi.