blankMerhaba bendeniz Barbun nasılsınız umarım çok iyisinizdir

Bir hafta yazı yazmayı aksattım ama anlatacak da çok şey birikti. Dalgalar duruldu, su berrak ve sakinleşti(m).
Hayatın koşturması, telaşlar, hedefler, planlar ve planlanamayanlar. O kadar çok uyarı ve gündem bizi bizden uzaklaştırıyor ki bazen içimden kendimizi bulup çekmemiz gerekiyor. Hatta bazen de biri bizi tutup çıkarsın bu silsileden istiyoruz. Çevremizde böyle biri varsa çok şanslıyız peki ya yoksa?

Hayatın denge unsurlarıyla donatıldığı ve ying yang felsefesinden geçen haftalarda bahsetmiştim. Artık siz de denge konusuna nasıl hassas baktığımı biliyorsunuz. Bizler dönen bir çarkın içindeyiz ve bu çarkın dişlileri bazen durdurulup yağlanmalı. Yoksa paslanır çıkar bozulur. Verimin artması için de bu gerekli yoksa verdiğiniz enerji yıpranma oranına bağlı ziyan olacaktır. Dalgalı ve fırtınalı bir denizde suyun altında aradığınızı ya da altta yatan hazineleri göremezsiniz. Hani Carl Sagan’ın bir sözü vardı: ”Hepimiz birer yıldız tozuyuz” diye. Orada Sagan sadece felsefe yapmıyor o ayrı ama işin mecazi boyutunda ise içinde taşıdığın potansiyele de atıfta bulunuyor. Herkesin içindeki ışıltılar doğru zamanda ve doğru yerde parlayacaktır. O parıltılı anı sabırla beklerken sürdürdüğümüz yolun dingin ve huzurlu olması da bi ayrı gayemiz. Hayat kendimizi aradıkça ve bu arayışta keyif aldıkça güzel. Kabul etmek gerekir ki deniz her zaman durgun olmayabilir. Fırtınalar dinmeyebilir. Mevsim şartları belki el vermez o halde biz de sörf yapmayı öğreniriz ve dalgalar yoldaşımız olur. Bu bakış açısı biraz da stoa felsefesi temelli. Yani başına gelenleri olgunlukla kabullenmek ve geleni yargılamadan uzak durmak. Stoacılık birçok yerde fazla katı ve demirden zırh giydiren bir felsefe olarak anılsa da bilakis uyumu artıran ve içsel dayanıklılık noktasında fayda sağlayan bir düşünce sistemi. Epeyce derin ve sevdiğim bir konu. Bu felsefe öncülerinden imparator Marcus abimizin sözüyle bitirelim ve haftaya da stoadan daha çok bahsedeceğimizin sözünü verelim. Kendinize çok iyi davranın ve sörfünüze bakın.

“Dalgaların art arda gelip çarptıkları kaya gibi ol: Sağlam, kıpırtısız, çevresinde kaynayan suların dinginleşmesini seyreden.
Marcus Aurelius

blank