Merhabalar bendeniz Barbun. Nasılsınız?
Umuyorum ki hepiniz çok iyisinizdir. Bugün konuşacağımız konu, hepimizin ortak sayılabilen sıkıntısı: ODAK
Son zamanlarda herkesin dilinde “aslında yaparım da bir türlü odaklanamıyorum.” gibi serzenişler mevcut. Herkes bundan kurtulmak istiyor ama işte günümüz şartları da bizi tam tersi kuvvetle iteliyor. Fiziksel bir tabirle biz ileri gitmek isterken belli tersi yönde kuvvetler(dış minnaklar:) bizim ivmemizi azaltıyor ve hatta belki bizi durduruyor. Peki ben bu kuvvetler de bizi engelliyor?
Öncelikle ahir zaman dedikleri günümüz, çok hızlı akıyor. Sosyal medyada dehşet bir (temiz/kirli/bulanık/derbeder:))bilgi akış belki de bilgi seli var. Algoritma ilginize göre de düzenlendikçe kaydırıp duruyoruz o sayfayı. Jules Payot’un irade terbiyesi kitabında gününün belli kısmını gazete okuyan, dergi yazan ve birçok işle uğraşan bir kişi betimleniyor.O zamanlar sosyal medya olmadığından, eskilerin sosyal medyası gazeteyi okuyan kişiyi bile zihninde arı vızıldayan biri olarak tanımlayan Payot bir de bizleri görse…
Her şeye yetişmeye çalışan bir kişi yapısı oluştu. Her yerden uyartı yağıyor. Her yerden bilgi heyelanı geliyor. Yıka yıka geliyor hem de. Günümüz insanının odak süresi 2.4saniyeye kadar düşmüş hatta inanır mısınız 2saat bir filmi bile elimize telefon almadan izleyemiyoruz. Tek bir şeye odaklanamama sebebimiz “kaçıyor”hissiyatı belki de. Sosyal medyadaki kısa videolar sağ olsun.Yabancı bir kaynaktaki bir haberde bunu trajikomik bir şekilde “gençler odak süresinin düşmesine 2.4sn üzülebildi.” şeklinde yer vermiş.
Bu şuna benziyor: bir itfaiye hortumuyla bir bardağı suyla doldurmaya çalışıyoruz. İçindeki su takdir edersiniz ki dolmak yerine azalacaktır. Bundan ben de şikayetçiyim ama bunu yenebilmek için de araştırdığım belli adımlarım var.
1)Mum egzersizi: Bir mumu alıyorsunuz yakıyorsunuz. Tam 1dk hiçbir şey düşünmeden sadece mumu izlemek zorundasınız. Aklınıza farklı bir şey gelince hemen kendinizi muma getirmelisiniz. Rengi ısısı şekli vs…İnanın 1dk geçmek bilmeyebilir. Bunu yavaş yavaş artırın ve 5dakikaya kadar çıkarmayı deneyin. Bu aynı zamanda bir çeşit meditasyondur.
2)Sosyal medya bildirimlerini kapatabilirsiniz. Ben bunu sosyal medya kullanmaya başladığımdan beri (ki bu 4yıldır) bildirimlerim kapalıdır çünkü o bildirimi almazsam hayatımda çok da bir şey değişmiyor 🙂 Hatta belki bunu bir ödül mekanizması olarak bile kullanabilirsiniz. Gün boyu odaklanırsam akşam biraz internette gezinebilirim gibi.
3)Etrafınızı dinlemek. Bazen şu egzersizi yapıyorum. Yolda yürürken attığım adımı yürüdüğüm yolu çevremi izliyorum ve sesleri dinliyorum. Sadece bunu yapıyorum ve kafamdan bir şeyler geçirmiyorum. Bunun en sevdiğim versiyonu deniz kenarına gidip dalgaları dinlemek, denizi koklamak, martıları dinlemek, rüzgarın yüzüme değişini ve saçlarımı dağıtışını keşfetmek. Belki de denizi bu yüzden bu kadar seviyorum:) ve şuan da çok fazla özledim :’( neyse işte bu farkındalığı ve odağı artırır. Hatta itiraf etmek gerekirse keyif de verir.
4)Bir işaret unsuru belirlemek. Örneğin su içerken sadece suyu hatırlamak için bir belirteç koymak. Ben bunu suyla yapıyorum. Her su içtiğimde sadece suyu düşünüyorum. Bardağı, suyun sıcaklığı, suyun belki tadı (bence var her marka suyu içemiyorum örneğin) ve o suya ulaşabilmemin şükrü…
Buraya kadar okuyanların dikkati dağılmamışsa hangi Şükrü diye sormazlar mesela:)
Kendinize iyi bakın, doğayı sevin, insanlara ve hayvanlara kibar davranın, odağınızı da kucaklayın ki kaçmasın 🙂