blankHerkese merhabalar bendeniz Barbun umarım çok iyisinizdir ve kendinizi fevkalade hissediyorsunuzdur.(bu kelimeyi seviyorum hatta şu kombinasyonunu daha çok seviyorum fevkaladenin fevkinde 🙂

Bazen düşünüyorum da insanı hayatta tutan yegane unsurlardan biri tutkularıdır, hayalleridir. Hayalini kurabileceğimiz bir şeylerin olması bizi dinç tutuyor. Velev ki şuan uğraştığımız belki uğruna yıprandığımız unsurlar bize altın tepside sunulsun. Acaba bizde bu kadar dopamin, endorfin, serotonin gibi gibisini salgılatır mıydı?

Bunu hep sorgulamışımdır. Demiyorum ki “zorlanalım, kendimizi mahvedelim, kahrolalım” da bir kıymeti olsun. Ama şu yadsınamaz bir gerçek ki kolay ulaşılanın bazen pek kıymeti olmuyor. Kendimden örnek vermek gerekirse yeni bir gitar almak istediğimde onun için duyduğum heyecan, almak için yaptığım piyasa araştırması ve süreç sonunda ona kavuşmak…Burada uygun bir kelime bulamadım mesela çünkü bambaşka. İlk gitarımı aldığımda da aynısını yaşamıştım ama son aldığım yeni gitarımı kutusundan çıkarırken aldığım ahşap kokusu bile hala hafızamda. Ama ailem istediğim anda anında alsaydı tabi yine çok sevinirdim ancak bu kadar heyecanlanmazdım. Henry Ford’un oğlu intihar mektubunda şöyle yazmış: Baba hayal edip de ulaşamadığım hiçbir şey olmadı. Ne varsa önceden hazırlamışsın, hiçbirinde benim emeğim yok. Mutsuzluktan mahvoldum. Gidiyorum…” refah seviyesi yüksek ülkelerde intihar oranının fazla olması da bundandır. Demiyorum hadi dertlerimize şükredelim fakat uğraşılanın değeri daha bir fazla daha bir tatlı. Çok değerli bir hocamla şunu tartışmıştık: Zoru başardığımız için mi kıymetli? Kıymetli olduğu için mi zor?

Bunu insanlar arası ilişkilerde görmek de mümkün. Hızlı bir ilerleyiş ve hazin son.
Günümüz ilişkilerinin en hoşuma gitmeyen kısmı da bu. Birine duygularımızı aktarmak elbette şahane bir durum fakat bunun da hızlı ilerleyen süreçte bulunması hoş değil. Bir insan kendini 22 yılda tanıyamaz iken bir başkasını bir arkadaşını nasıl hemen çözebilir. Her insanın bir cevheri vardır ve bunu tanımadan nasıl yargılayıp hükme varabilir. Hızlı yaşa hızlı öl felsefesinden uzaklarda bir diyar varmış: Adına da “hissetmek”deniyor. Konu buradan ilişkilere kaymadan toparlayayım, aniden zengin olanların batışı gibidir bu durumlar. Borsada aniden yükselenin güvenilirliğini sorgulamak gibi. Bir mektubun gelmesini güvercinle beklemek heyecanından ,insanlara sosyal medyadan his beslemeye kadar verildik(Veya devrildik 🙁 ) Heyecanını duyduğunuz şeyleri beklemek ve uğraşmak güzeldir.Bazen para biriktirmek zor da olsa.Şaka bir yana sabır ve heyecan emekle birleşince şefin özel menüsü oluyor. Şef burada özel sosuna bir tutam da “sancı”eklemiş.(bu da yara yerinden salgılanan endorfine benziyor bunun bir hastalığı bile var)Doğu tarafında yaygın olan benim de müptelası olduğum “acı yeme”kültürü ile kuzen bunlar:)

Çok sevdiğim Kurban grubunun da şarkısını da analım: Zor güzel .Biz bunu tüm hayallerimiz için ele alalım. Jalapeno lezzetinde günler dilerim ama en tazesinden

blank