Karabük Valiliği öncülüğünde, başta sivil toplum kuruluşları ve kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan kadınlar olmak üzere ağırlıklı olarak kadınlar ile muhtarların geniş katılımıyla “Bağımlılıkla Mücadele ve En İyi Narkotik Polisi: Anne Toplantısı” gerçekleştirildi. Toplantıda, bağımlılıkla mücadelenin farklı boyutları ele alınarak farkındalık oluşturuldu.
Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, bağımlılık ve uyuşturucu ile mücadele temalı bir video gösterimiyle başladı. Açılış konuşmasını yapan Karabük İl Sağlık Müdürü Op. Dr. İsmail Kara, uyuşturucu ve bağımlılıkla mücadelede kurumlar arası iş birliğinin önemine vurgu yaptı.

Toplantı kapsamında Karabük İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Başkomiser Ömer Dinç, “Uyuşturucu Bağımlılığı ile Mücadele” konulu bir sunum yaparak uyuşturucu maddelerin zararları ve alınması gereken önlemler hakkında sunum yaptı. Sonrasında Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Ak, “Bağımlılık ve Bağımlılıkla Mücadele” başlıklı sunumunda bağımlılığın tıbbi ve toplumsal etkilerine dikkat çekti. Ardından Karabük İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Komiser Mehmet Doğan, “Siber Suçlarla Mücadele” konulu sunumunda, bağımlılık oluşturabilecek dijital tehditlere karşı alınması gereken tedbirleri aktardı.
Programın sonunda Karabük Valisi Mustafa Yavuz, yaptığı konuşmada; “Uyuşturucuyla mücadelede en önemli özne annelerimizdir. Annelerimizin feraseti, şefkati ve farkındalığı, bu konuda yürütülen çalışmaların başarısı için kritik bir öneme sahiptir. Kolluk kuvvetlerimiz, adliyemiz ve diğer kurumlarımız bağımlılıkla mücadelede yoğun bir çaba sarf etse de, bu mücadelede annelerimizin desteğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz.

Valiliğimizin 2023 Aralık ayında başlattığı ve halen devam eden “Vatandaş Memnuniyetini Ölçme ve Artırma Projesi” kapsamında yapılan bir görüşme, aslında bu konuya bakış açımızı değiştirmemiz gerektiğini ortaya koyuyor.
Bizlerin toplumun her bireyine, her olaya daha farklı bir pencereden bakmamız gerekiyor. Toplum olarak birbirimize karşı sorumluluklarımızın farkında olmalı ve “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışıyla hareket etmeliyiz.
Yapılan araştırmalar, gençlerimizin %47’sinin uyuşturucuyu evinde kullandığını gösteriyor. Yani uyuşturucu bağımlılığı, gözümüzün önünde, yan odada ya da evimizin bir köşesinde gerçekleşiyor. Daha da çarpıcı olanı ise, uyuşturucu bağımlısı kişilerin %87’sinin ailesiyle birlikte yaşıyor olması. Ancak uyuşturucu kullanımının fark edilmesi, genellikle iki yıl gibi bir süreyi buluyor. Bu durum, hem ebeveynler hem de toplum olarak bizlerin farkındalık düzeyimizi artırmamız gerektiğini açıkça ortaya koyuyor.
Anne ve babalar olarak daha dikkatli ve sevgi dolu bir yaklaşım sergilemeliyiz. Çocuklar sevgiyi evde bulamazlarsa, bu eksikliği başka yerlerde ve başka mecralarda doldurmaya çalışıyorlar. Eğer çocuklarımızı sever, onların ihtiyaçlarına kulak verirsek, bağımlılık gibi sorunları erken farkedebilir ve önüne geçebiliriz.

Bağımlılıkla mücadelede yalnızca kolluk kuvvetleri ya da belirli kurumların üzerine düşen sorumlulukla sınırlı kalamayız. Öğretmenler, sağlık çalışanları, din görevlileri ve sosyal hizmet görevlileri, bireylerin hikâyelerine dikkatle bakarak bağımlılıkla ilgili belirtileri erken fark edebilirler. Ancak en önemli farkındalık, toplumun her kesiminde oluşmalıdır. “Bana ne, benim çocuğuma bir şey olmaz” anlayışıyla bu mücadelede başarı sağlanamaz. Komşularımızın, mahallemizin, sokağımızın gençlerine ve çocuklarına karşı duyarlı olmalı, gerektiğinde destek olmalıyız.
Uyuşturucuyla mücadele, bireysel değil toplumsal bir sorumluluktur. Her bir bireyin farkındalıkla hareket etmesi, bu mücadelede başarıya ulaşmanın anahtarıdır.” şeklinde konuştu.